İşkence ile mücadele edeceğiz
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, Türkiye’nin adalet sistemi üzerinde ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürdüğünü dile getiren Özaraz şunlara dikkat çekti: “Kötü muamele, işkence, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği ve aşırı kalabalık cezaevi koşulları, mahpusların temel haklarının ihlal edilmesine yol açmaktadır. Cezaevleri, yalnızca suçluların cezalandırıldığı yerler değil, aynı zamanda hukukun temel prensiplerinin sınandığı alanlardır. Cezaevlerinde insan onuruna saygı gösterilmesi, işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans gösterilmesi, demokratik bir hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Türkiye’de hukuksuzca uygulanan İdari Gözetim kararları, hasta tutuklu ve hükümlülere uygulanan ölüm süreci ve tüm cezaevlerine yayılan hukuksuz tecrit politikası maalesef gün geçtikçe artarken, bu hukuksuzluklara karşı Van Barosu’nun yürüttüğü mücadele de giderek güçlenmiştir. Türkiye’nin demokrasi ve hukuk mücadelesinde Kürt meselesi, çözülmesi gereken en büyük yapısal meseledir. Kürt halkı, tarih boyunca dil, kültür, kimlik ve siyasi haklarının tanınmaması, kimliğinden kaynaklı uğradığı ayrımcı tutum, maruz kaldığı hukuksuz uygulama, işkence ve yaşadığı kaliamlar gibi sebeplerle büyük acılar yaşamış, bu hukuksuzluk ile yüzleşilmemesi toplumsal barışın önünde büyük bir engel teşkil etmiştir. Kürt meselesi, yalnızca bir bölgesel ya da etnik bir mesele değil, Türkiye’nin genel demokratikleşme ve hukuk devleti sürecini de derinden etkileyen çok boyutlu bir krizdir.”
Özaras'tan Demirtaş vurgusu
Konuşmasında tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Can Atalay durumuna da dikkat çeken Özaraz, sözlerine şöyle son verdi: Bu dosyalarda yaşanan hukuk krizi, Hukuki Güvenlik ve Yargı Bağımsızlığı ilkelerini ortadan kaldırmaktadır. Baromuz, yalnızca hukukun teknik meselelerini değil, toplumun vicdanını derinden yaralayan bütün bu ihlaller karşısında da güçlü bir duruş sergilemiş ve hukukun üstünlüğünü savunmak, adalet arayışında olan her bireyin yanında olmak ve insan onurunu korumak için mücadeleden asla geri durmamıştır.
Baromuz, yine ülkede yaşanan deprem felaketi ile birlikte sadece hak ihlali takipçisi olmakla kalmayarak, dayanışma yaşatır anlayışı ile uzattığı kardeşlik eli ile felakete maruz kalmış tüm yurttaşlara umut olmuştur. Bu çalışmalarının tamamında yer alan Yönetim, merkez, komisyon ve her bir üyesi ile Baromuzun üstlendiği rol bizlerin gurur kaynağı olmuştur.”
Özaraz’ın konuşmasından sonra kongre yönetim, ve diğer organlara aday olan avukatların konuşmalarıyla devam ediyor. Genel Kurul yarın yapılacak seçimlerle son bulacak.