Yasa “sahiplendirilemeyecek” hayvanların öldürülmesine alan açarken ilgili yönetmelik taslağı olduğu ileri sürülen belgenin 7. Maddesinin f bendi sahiplendirmeyi zorlaştırıyor: Bu madde barınaktan köpek sahiplenmek isteyen kişilerde apartman ya da site yönetiminden köpek bulundurabileceğine dair belge almasını şart koşuyor.
Yönetmelik taslağının hayvan sahiplerinin görev ve sorumlulukları başlıklı onuncu maddesinin f bendinde “sahipli” hayvanlara bakım veren kişileri “ev hayvanını, halka açık yerlerde ağızlık ve tasma ile kontrol altında dolaştırmak, hayvanın pasaportunu yanında bulundurmakla” zorunlu tutuyor.
Hayvanların nasıl öldürüleceği yönetmelik taslağının 25. Maddesindeki “ötanazi yöntemi” bölümünde detaylandırıyor. Tehlike arz ettiği düşünülen köpeklerin tamamının öldürüleceği de yine bu maddede açıkça ifade ediliyor.
Taslak olduğu ileri sürülen belgede kediler de unutulmamış: “Hayvan bakımevlerine getirilerek rehabilite edilen kediler hayvan bakımevi ve doğal yaşam alanlarının kapasitesi dahilinde bakılabilir veya yerel yönetimlerin kendi sınırları içerisinde uygun gördükleri alanlara bırakılabilir” maddesiyle sokakta yaşayan kedilerin de toplanabileceği ya da yaşam alanlarından uzaktaki dağlık ve ormanlık alanlara atılabileceği belirtiliyor.
Taslak olduğu ileri sürülen belgede veteriner öldürmek için silah kullanabileceği, sokaklardan hayvan toplanırken ve uyuşturucu ilaç kullanırken, ekipte veteriner hekim bulunması zorunluluğuna son verilmesi de öngörülüyor.
Hayvan hakları savunucuları ve hayvanseverler, bakanlığın taslağı olduğu ileri sürülen belgeye karşı büyük tepki gösterdi. Yönetmeliğin “katliam yasası”ndan da vahim olduğunu söyleyen kişi ve örgütler, Anayasa Mahkemesi’ne seslendi:
“CHP’nin başvurusu derhal gündeme alıp görüşün, memlekette hayvan kalmayacak.”