Görüntüler çeşitli hayvan davranışlarını ve koruma konularını gözler önüne seriyor. Sıçrayan bir kakım, arılardan oluşan bir top ve David Bowie örümceği bu yılki Yılın Yaban Hayatı Fotoğrafçısı yarışmasına gönderilen en iyi fotoğraflardan bazıları.
Altmışıncı yılına giren yarışmaya 117 ülke ve bölgeden her yaştan fotoğrafçı 59 bin 228 fotoğrafla rekor düzeyde katılım gösterdi.
Jüri başkanı Kathy Moran, “Bu seçkide tür çeşitliliğini, çeşitli davranışları ve koruma sorunlarını görüyorsunuz” dedi ve ekledi:
“Bu görüntüler, yarışmanın yıllar içinde geçirdiği evrimi temsil ediyor; saf doğa tarihinden, doğal dünyanın temsilini – güzelliği ve zorlukları – tamamen kucaklayan fotoğrafçılığa. Bu, bir dönüm noktası olan yıldönümünü başlatmak için güçlü bir seçki.”
Her kategorinin kazananları ile Büyük Unvan ve Genç Büyük Unvan ödülleri, 8 Ekim’de vahşi yaşam TV sunucuları ve çevreciler Chris Packham ve Megan McCubbin‘in ev sahipliğinde düzenlenecek bir törenle açıklanacak.
Yaklaşan Yılın Yaban Hayatı Fotoğrafçısı sergisinde, 11 Ekim 2024 tarihinden itibaren Londra’da dünyanın dört bir yanından 100 fotoğraf bulunacak.
Akıllı telefonla çekilen ilk ödüllü fotoğraf da dahil olmak üzere, işte bu yılki Yüksek Övgüye Layık görülen yarışma fotoğraflarından bazıları:
Dawson’ın oyuk arılarından (Amegilla dawsoni) oluşan bu erkek yumağı bir dişiye ulaşmak için yarışıyor. Dişiler ilkbaharda ortaya çıktıklarında, etrafları onlarla çiftleşmek için yarışan erkekler tarafından çevriliyor. Çiftleşmeden sonra dişi arı polen ve yumurtalarla dolu yeni bir yuva kazıyor ve ilkbaharda yumurtadan yeni çıkan arılar buradan çıkıyor.
Avustralyalı fotoğrafçı Georgina Steytler yıllardır bu arıları inceliyor ve mesafesini koruması gerektiğini biliyordu. Uzun objektifi sayesinde bu görüntüyü, Batı Avustralya‘nın Carnarvon kenti yakınlarındaki sıcak ve kayalık zeminde, yüzüne kumlar savrulurken yakalayabilmiş.
Bir telsiz çağrısı İngiliz fotoğrafçı Ian Ford‘a Brezilya‘nın Mata Grosso bölgesindeki Pantanal’da bulunan São Lourenço Nehri‘nin kıyısında bir jaguar görüldüğünü haber verdi. Teknede diz çökmüş olan Ford, kedinin şüphelenmeyen güney amerika timsahına (kaymana) bir darbe indirdiği mükemmel kareyi yakaladı.
Güney Amerika’daki Pantanal sulak alanları dünyanın herhangi bir yerinde bulunan en yüksek jaguar yoğunluğuna sahip. Avları bol olduğundan, genellikle yalnız yaşayan bu büyük kediler birlikte balık tutarken, oynarken ve seyahat ederken görülüyor.
İspanyol fotoğrafçı Jose Manual Grandío, Fransa’nın Bourgogne-Franche-Comte bölgesindeki Athose‘da sıfırın altındaki hava sıcaklıklarına göğüs gererek karda zıplayan bir kakıma (stoat) tanıklık etti.
Fotoğraf çekmek için en sevdiği mevsim kış olan Grandío, gezisinin son gününde havaya sıçrayan bu canlıyı gördü.
Bu performansı ‘coşkunun bir ifadesi’ olarak gördüğünü söylüyor. Bilim insanları bu davranışı dans olarak adlandırsa da, avını şaşırtma çabasından parazit enfeksiyonuna kadar bu davranışı neyin motive ettiği konusunda görüş ayrılıkları var.
Fotoğrafçı Randy Robbins, orman zeminindeki bu buz tutmuş geyiğin sıra dışı güzelliğinden etkilenerek bu görüntüyü akıllı telefonuyla yakaladı.
Robbins, hayvanın cesedini bulduğunda ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Susanville kentindeki evinin yakınlarında iz kameralarını kontrol ediyordu. Buzlar erimeden önce bu dokunaklı anı yakaladı.
Genç fotoğrafçı Shreyovi Mehta, bu manzarayı gördüğünde ailesiyle birlikte Hindistan‘ın Rajasthan eyaletindeki Keoladeo Ulusal Parkı‘nda yürüyordu. Fotoğraf makinelerini taşıyan babasının yanına koştu ve alçak bir açıdan fotoğraf çekmek için eğildi.
Keoladeo Ulusal Parkı kuş yaşamıyla ünlüdür ve kışın çok sayıda su kuşunu kendine çeker. Fotoğrafta görüldüğü gibi tavus kuşları yıl boyunca buranın sakinleri. Büyük ağaçlarda tüneyen bu kuşlar şafak ve alacakaranlıkta daha aktiftir ve gün boyunca gölgede dinlenirler.
Bu görüntü, İngiliz fotoğrafçı Tamara Stubbs‘ın Weddell Denizi‘nde dokuz hafta süren keşif gezisinde öne çıkan bir anı temsil ediyor. Bu yengeç yiyen fokların burun deliklerinin uçları su yüzeyinin üzerinde olacak şekilde geminin yanında uyuyakaldıklarını fark etti.
Antarktika‘da yaklaşık dört milyon yengeç yiyen fok bulunuyor. Nesilleri tehlike ya da tehdit altında olmasa da, uluslararası koruma anlaşmalarıyla korunuyorlar. İklim değişikliği ve turizmin bu türlerin popülasyonlarını nasıl etkilediği konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
Thomas Vijayan‘ın drone ile yaptığı çekim, Norveç’in Svalbard bölgesindeki Bråsvellbreen buzulunun epik ölçeğini gösteriyor. Son görüntünün 26 ayrı kareden oluşan bir panorama olması için titiz bir planlama ve iyi hava koşulları gerekiyordu.
Fotoğraf, Bråsvellbreen buzulunun kenarından akan yaz eriyik sularını gösteriyor. Avrupa’nın üçüncü büyük buz örtüsü olan Austfonna’nın bir parçası olan bu buzul, Svalbard takımadalarının kara alanını kaplayan birkaç buz örtüsünden biri.
Bazı bilimsel modeller, iklim değişikliği nedeniyle Svalbard’ın buzullarının 400 yıl içinde tamamen yok olabileceğini öne sürüyor.
İngiliz fotoğrafçı William Fortescue yağmur sezonu sırasında Tanzanya‘daki Serengeti Ulusal Parkı‘nı ziyaret etti. Fortescue, dişi bırakmadan önce bu aslanların birkaç kez çiftleşmesini izlemiş ve daha sonra fotoğrafı büyütene kadar tükürük izlerini ve erkeğin yelesinden çıkan böcek patlamasını fark etmemiş.
Aslanlar yıl boyunca çiftleşebilir ancak sürünün başarı şansını artırmak için yavruların doğumunu senkronize ederler. Dişi aslanlar bu yavruları birlikte büyütmek için işbirliği yaparak yetişkinliğe kadar hayatta kalmalarını sağlar.
Xingchao Zhu, Çin Yeni Yılı boyunca birkaç gün boyunca İç Moğolistan‘ın dondurucu platosunda bir grup vahşi Pallas kedisini izledi. Günlerden birinde şafaktan hemen önce Xingchao, küçük bir kuşu yakalayan bu kediyle göz teması kurdu.
Pallas kedileri, 5 bin metreye kadar olan yüksekliklerde hayatta kalmalarına yardımcı olan kalın kışlık kürklere sahip. Büyük yırtıcılardan korunmak için gizliliği kullanırlar ve küçük, yuvarlak kulaklarının engellerin üzerinden bakarken gizli kalmalarını sağladığı düşünülüyor.
Güney Afrikalı fotoğrafçı Tommy Trenchard, Greenpeace gemisi Arctic Sunrise’da seyahat ederken bir requiem köpekbalığının (harhariyasigillere ait bir köpekbalığı) yanlış avlanmasının bu fotoğrafını çekti.
Arctic Sunrise’ın Güney Atlantik Okyanusu’ndaki uluslararası sularda gerçekleştirdiği araştırma gezisi, orkinos ve kılıç balığı avlayan balıkçı teknelerinin yanlışlıkla yakaladıkları köpekbalıklarını belgelemeyi amaçlıyordu.
Her yıl dünya okyanuslarından yaklaşık 80 milyon köpekbalığı çalınırken, uluslararası sularda endüstriyel ölçekli balıkçılığa ilişkin düzenleme eksikliğini vurgulamayı umuyordu.
Balıkçılık nedeniyle 1970 yılından bu yana dünya genelinde köpekbalığı sayısı azaldı ve tüm köpekbalığı türlerinin dörtte üçünün nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
YEŞİL GAZETE