OKTAY CANDEMİR

Bu ülkede mafya olabilirsiniz, sokakları haraca bağlayabilirsiniz, hele de arkanıza iktidardan birilerini aldınız mı tamamdır bu iş.

Bir kadını öldürmek mesela; Türkiye'de suç sayılmıyor. Dosyaya gizlilik kararı konulur.İyi hal, ağır tahrik falan  derken bir bakmışsınız; katil aramızda!

Bir Gazeteciyi, aydını dövebilir hatta öldürebilirsiniz de! Hrant Dink'i öldüren katil, bir kaç yıl yattıktan sonra elini kolunu sallaya sallaya çıktı içeriden. Şimdi elinde tespih, iki yanında iki polis korumasıyla 'kahraman' edasında dolaşıyor.

Şirin Elmas'ı öldürmek suç değil, Narin, katledilir ama günlerce bedeni bulunamaz, Rojbin Kabaiş'in bedeni 18 gün boyunca bulunamaz. Sorduğunuzda 'Gizlilik kararı var' denilir, ne olduğunu öğrenemezsiniz.

Yurtlarda gencecik insanlara tecavüz edilir ve biz asla bu tecavüzcülerin yargılandığını hatta gözaltına alındığını duymayız. Çünkü onları koruyan siyasi bir irade vardır.

Zeytin ağaçlarını kökünden yok edebilirsiniz. Ormanları yakıp, yerine devasa beton yapılar yapabilirsiniz. 

Bu ülkede bunlar suçdeğil, devede kulak.

Ülkede bir suç işlendiğinde 'Gizlilik kararı' yada 'Yayın yasağı' deniliyorsa, bilin ki, orada bir bit yeniği vardır.

Tüm bu suçları yazan gazetecilerin ise başı beladan kurtulmaz. Yeni bir formül buldular şimdi: 'Yanlış bilgiyi alenen yaymak' diye bir suç ürettiler. Bu ülkede yukarıda yazdığım her şey serbest ama bunları yazmak suç.  Gazeteciler; 'Sen bana yan baktın' denilerek içeri alınıyor.

Rojbin Kabaiş'e ne olduğunu sorduğumuzda, 'Yanlış bilgiyi alenen yaymak' diyecekler, gazetecileri içeri tıkacaklar.

Ne demek; 'Yanlış bilgiyi alenen yaymak'... Onu da anlamıyorum, Gizlice yayarsak suç olmayacak mı! 

Bu ülkede bütün bu hengamenin, suçların ihalesi eninde sonunda gazetecilere kalıyor. Herkes masum, bir gazeteciler suçlu öyle mi?

Böyle olunca ülke troll ülkesine dönüştü. Meydan artık trollere kaldı. Bakın şimdiler de en çok onların sesi yükseliyor. Çünkü dışarıda kimseyi bırakmadılar.