Kayyım protestolarındaki polis şiddeti meclis gündemine taşındı
DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, kayyım atamalarını protesto eden yurttaşlara yönelik polis müdahalesini meclis gündemine taşıdı.
Milletvekili Sümeyye Boz, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü ’nün 96. ve 99. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılması talebiyle meclise soru önergesi verdi. Bölgede kayyım protestoları sırasında polis müdahalesinin bazı noktalarda işkenceye varan uygulamalara maruz kaldığını dile getiren Boz, “Kayyım atamaları sonrasında Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde artan güvenlik önlemleri ve uygulamaların, yerel halk üzerinde oluşturduğu kontrol mekanizmalarının kamuoyunda endişe yarattığı gözlemlenmektedir. Özellikle son dönemde basın çalışanlarına ve yurttaşlara yönelik gerçekleşen olaylarda, devletin güvenlik güçleriyle ilişkilendirilen kimliği belirsiz, maskeli ve kendilerini polis olarak tanıtan kişilerin baskı, tehdit ve alıkoyma girişimleri sıklaşmıştır. Batman’da Yeni Yaşam Gazetesi muhabiri Veysi Akören’in, kimliği belirsiz maskeli şahıslar tarafından zorla alıkonulmaya çalışılması, bölgede devletin kontrolü dışında hareket eden ve devletle ilişkilendirilen paramiliter güçlerin varlığına dair düşünceleri tekrar gündeme getirmiştir.” dedi.
Hakkari ve Muş örnekleri
Yaşanan olayların yalnızca Batman ile sınırlı kalmadığını da dile getiren Boz, Hakkari ve Muş gibi illerde de yurttaşlara yönelik işkence ve baskı eylemleri görüntülerle belgelendiğini kaydetti. Boz şunlara dikkat çekti: “Ayrıca, sosyal medyada kendilerini “Türk İntikam Tugayı” olarak tanımlayan bir grup, 2006 yılında Diyarbakır’da Koşuyolu Parkı’nda 11 sivilin ölümüne sebep olan bu katliamı üstlenmiş olup, Batman’da Veysi Akören’e yönelik zorla alıkoyma girişimini de üstlenmiş durumdadır. Devletin güvenlik birimleriyle yan yana konumlandığını ifade eden bu yapının bölgede sistematik bir sindirme aracı olarak kullanıldığına dair ciddi kaygılar mevcuttur.Bu paramiliter yapılar, hukuk devleti ilkesiyle tamamen çelişmekte ve devletin şeffaflık ile hesap verebilirlik prensiplerini zedelemektedir.”
Boz soru önergesinde Bakan Yerlika’dan şu soruların yazılı olarak cevaplandırılmasını istedi: “
Bu bağlamda:
* Batman’da basın çalışanı Veysi Akören’i zorla alıkoymaya çalışan, kendilerini polis olarak tanıtan ancak kimlik göstermeyen maskeli kişilerin kimlikleri tespit edilmiş midir? Bu kişilerin emniyet ya da güvenlik güçleri ile herhangi bir bağlantısı var mıdır?
* Hakkari, Muş ve Batman’da görüntülerle belgelenen işkence ve baskı eylemlerine karışan kimliği belirsiz maskeli kişiler hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmadıysa, gerekçesi nedir?
* Yurttaşlara kimlik göstermeksizin kendilerini polis olarak tanıtan ve baskı uygulayan bu kişilere neden hala yasal yaptırım uygulanmamaktadır? Bu kişilere işlem yapılmamasının hukuki dayanağı nedir?
* Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde yurttaşlara işkence uygulayan bu kimliksiz ve maskeli kişilerin varlığı Bakanlığınızca nasıl açıklanmaktadır? Bu tür olayların sorumlularını tespit etmek için hangi somut adımlar atılmaktadır? Bu konuda Bakanlığınızın sorumluluk üstlenmemesinin gerekçesi nedir?
*Basın mensuplarına ve yurttaşlara yönelik işkence, tehdit ve alıkoyma olaylarını önlemek amacıyla ne tür güvenlik önlemleri alınmaktadır? Bu tür olayların tekrarının engellenmesi adına bölgedeki emniyet birimlerine talimat verilmiş midir?
*Kamuoyunda büyük endişe yaratan bu olayların devletin güvenlik ve hukuk ilkesine olan inancını zedelediği düşünüldüğünde, İçişleri Bakanlığı olarak bu endişeleri gidermek için hangi somut adımları atmayı planlıyorsunuz? Bölgedeki hukuk dışı yapılanmaları etkisiz hale getirmek için bir stratejiniz var mıdır?
*Sosyal medyada “Türk İntikam Tugayı” adını taşıyan ve Batman’daki basın çalışanına yönelik zorla alıkoyma girişimini üstlenen oluşumdan haberdar mısınız? Bu paramiliter yapının devletin güvenlik güçleriyle aynı safta konumlanmasının sebebi nedir? Bakanlık olarak bu tür paramiliter yapılara karşı herhangi bir önlem almayı düşünüyor musunuz?
*2005 yılında Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda sivillerin katliamını üstlenen bu oluşumun, bugün de benzer eylemleri üstlenerek sosyal medyada propaganda yapmasının ve devletin güvenlik güçleriyle yan yana hareket ettiğine dair algının oluşmasının sorumluluğunu kim taşımaktadır?
Serhat News