MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada Abdullah Öcalan'a bir kez daha çağrı yaptı.

Bahçeli'nin 'umut hakkı' kapsamında konuşması da bu konuda yeni bir düzenleme yapılacağı iddialarını gündeme getirdi.

VOA Türkçe'de yer alan habere göre, Öcalan’ın durumunu da kapsayacak şekilde TBMM’ye sunulacak olası yasa teklifiyle, iktidardaki Cumhur İttifakı’nın, başta DEM Parti olmak üzere özellikle CHP ve diğer muhalefet partilerinin “ülke içi barıştan yana olup olmadıkları” tartışmasını başlatabileceği belirtiliyor. Kulislerde bunun Cumhur İttifakı’nın “iç cephe oluşturma” stratejisi olduğu görüşü konuşuluyor.

Böylece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ömür boyu hapis cezasında yeniden sosyalleşme, hayatına devam etme umudu olmaması gerekçesiyle tanımladığı “umut hakkı” ile ilgili, Türkiye’de mevzuat tartışılmaya başlandı.

AÇIK CEZAEVİ VEYA EV HAPSİ GÜNDEMDE

İmralı Adası’ndaki cezaevinde yaklaşık 42 aydır tecritte tutulan yani ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmeyen Abdullah Öcalan’ın nasıl serbest bırakılacağına ilişkin “cumhurbaşkanının af yetkisi” seçeneği de kamuoyunda konuşuldu.

Ancak Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla af kararı yerine, Meclis’te yasa değişikliği planlandığı belirtiliyor. Bu nedenle Bahçeli’nin dünkü konuşmasında, Öcalan’ın durumu için “umut hakkı kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılması” ifadesini kullandığı vurgulandı.

VOA'nın haberine göre, Öcalan’ın tümüyle serbest kalması yönünde yasal düzenleme öngörülmedi. Olası ceza mevzuatında değişiklikler içerecek yasa teklifi paketiyle Öcalan’ın artık İmralı Adası’nda ömür boyu hükümlü kalması yerine cezasını “açık cezaevi” veya “ev hapsi” koşullarında çekmesi gibi seçenekler masada.

Edinilen bilgilere göre 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda değişiklikler içerecek yasal düzenleme hazırlığı gündemde.

Öte yandan Türkiye kamuoyundaki tepkiler dikkate alınarak “Öcalan’a özel düzenleme olamaz” yönündeki yaklaşımla hazırlık yapılması söz konusu. Bu noktada Öcalan gibi Türkiye’deki cezaevlerinde “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına" hükmedilmiş 1400 civarında mahkum bulunduğu aktarıldı.

Dolayısıyla da pek çoğu “PKK terör örgütü” gerekçeli olmak üzere aralarında son yıllarda FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) gerekçesiyle de verilmiş “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” suçlamasıyla hükümlü kişiler için kapsayıcı düzenleme hazırlanacağı iddia edildi. Bu yasal düzenlemede, Bahçeli’nin dediği gibi “umut hakkı” ilkesine dayanılarak, Öcalan’ın da aralarında bulunduğu hükümlüler için “kapalı cezaevi koşulları dışında ceza” öngörülebileceği ileri sürüldü.

Olası yasal düzenlemede, terör suçlusu kişiler açısından “tümüyle sokağa salıverme” yerine alternatif ceza koşulları olabileceği öne sürüldü. Bu noktada “25 yıl” kriteri işaret edildi. AİHM’in, Öcalan lehine 18 Mart 2004’te verdiği hak ihlali kararında, “25 yıl cezaevinde kaldıktan sonra cezasını ‘koşullu salıverme’ şartıyla gözden geçirmek” gerektiği yönünde görüşü hatırlatıldı.

AİHM’in kararı uyarınca Öcalan’ın ve benzer şekildeki hükümlülere serbest kalma yolunu açmak için 5275 sayılı infaz kanundaki 107’nci maddesindeki ilgili bölümü kaldırma ihtimali paylaşıldı. Burada “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”, “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” ile “Milli Savunmaya Karşı Suçlar” nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanamaz” hükmü hedefte. Ancak MHP, cezaevinde 25 yılını tamamladığı gerekçesiyle Öcalan ve benzeri suçlulara tümüyle serbestlik verilmesini gündeme getirmeyecek.

Olası yasal düzenlemeyle hem Öcalan’a göreceli özgürlük sağlanması, hem de ev hapsi veya açık cezaevi koşullarıyla kamuoyunda “tümüyle serbest kalmadı” algısının oluşturulması gündemde. (VOA Türkçe)

Bu haber artı gerçek'ten alınmıştır.