RADİKAL PRESS - Van Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanı Abdullah Zeydan’a mahkeme tarafından 3 yıl 9 ay ceza verilmesinin ardından bugün Van’a gelen DEM  Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar da katıldı. Belediye önünde yapılan açıklamada konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, kayyum ve çözüm konularında açıklamalarda bulundu.

Diyarbakı Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Serra Bucak, “Van halkının onurunu ve gururunu kimse görmezden gelemez. Kayyım sistemi bir kumpas sistemidir. İktidar bu kayyım sisteminden bir ders çıkarmamıştır. Van halkı iradesinin yanında durdu. Bu halk mücadelesine sonuna kadar sahip çıkacak. Kazanan biz, kaybeden onlar olacak. Biz Amedliler olarak 31 Mart’ta direnen ve 14 belediyeyi alan Van halkının yanındayız. Mazbatayı vermek istemeyenler bu kentin güler yüzlü çocuklarının mücadelesi ile karşılaştılar. ” dedi.

Ardından söz alan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt halkının uzun süredir özgürlük mücadelesi verdiğini kaydederek, Van’daki çocuk ve kadınların demokrasinin gereğini yerine getirdiğini belirtti. Uçar, “Kürtler 100 yıldır özgürlüğe yürüyor. Şimdi Van’daki çocuklar ve kadınlar demokrasinin gereğini yapıyor. Seçime her türlü hile ile girdiler, seçmen gönderdiler ama Van onlara başka bir ders verdi. Van o dönem; devlet aklının kayyım, savaş, inkar ve asimilasyon politikalarına bir ders verdi. Kayyımın ömrü bir seçime, Kürt halkının ömrü bin yıllara bakar. Bu ülkenin hukukunda Kürtler, Kürtlerin kimliği var mı? Bizim olmadığımız hukuk egemenlerin hukukudur. O yargı kararı Kürtler nezdinde yok hükmündedir. Hiçbir belediye başkanımızın suçu yok. Suçu olanlar devlete aklıdır. Yeni bir toplumsal sözleşme ve hukuka ihtiyaç var. Biz Van’ı iki kez kazandık. Şuan üçüncü kayyım girişimi var ve biz bunu da kazanacak. Van halkı devlet aklının bu çözümsüzlük politikalarına cevap verecektir” şeklinde konuştu.

 

Uçar sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkede yeni gündemler inşa etseniz de temel sorun Kürt sorudur. Siz kumpaslar kurdunuz ama Kürtler demokrasi dersi verdi. Şimdi Kürt halkı ve Kürt halk önderi Sayın Öcalan ile yeni dönemi konuşacağız. Yeni dönemin adı demokratik çözümle, barışla anılmalı. Kimseden bir ses yok ama İmralı’da 12 metrekare alanda büyük bir çaba var ve bizim bu çabayı destekleme zamanıdır. ‘Kürt sorununun çözümü mümkün değil’ diyen akla şunu söyleyelim; Kürt halkının direnişi, demokratik ulus direnişidir. Özel savaş politikalarına karşı Kürt halkı Sayın Öcalan’ın paradigması ile mücadele edecektir. Bu direnişin sonu özgürlüktür.”

 

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise şunları söyledi:

“Türkiye’de hiç bir ilde belediyelerin tamamı tek bir parti tarafından kazanılmamıştır. Ama Wan 14-0 yapmayı başarmıştır. İşte onlar bunu hazmedemiyor. Wan’a ilk kumpas mazbata ile kurulmaya çalışıldı. Van halkı o gün iradenize o kadar güçlü bir şekilde sahip çıktınız ki sessinizi sadece Türkiye duymadı sesinizi, Avrupa ve bütün dünya duydu. Wan bütün dünyada konuşuldu. Bunu siz başardınız. Kayyımın yaptığı tahribatı ve halkına işkence eden o kayyımcı zihniyete karşı belediye eş başkanlarımız çalışmıştır, hizmet etmiştir. Belediyelerimizden elinizi çekin, biz hizmet üretmek istiyoruz hizmet! Sayın Zeydan’a ceza vererek bir şeylerin yolunu döşüyorlar. Verilen bu ceza bizlerin nazarında halkın nazarında ve hatta yasaların nazarında yok hükmündedir. Verilen ceza sadece Wan halkının iradesini gasp etmek değil, aynı zamanda kendi anayasalarını da çiğnemektir. Bilirkişinin raporu ortada olduğu halde derhal beraat alması gerektiği halde ceza vermek başka bir şeyin yolunu döşemektir. Biz bunu dün de kabul etmedik, 31 Mart’ta da karşı çıktık, şimdi de hep beraber karşı çıkıyoruz, kabul etmiyoruz.”

‘Bu siyasi bir darbedir’

THatimoğulları, iktidarın Kürt’e yönelik politikalarını sert bir dille eleştirerek, “Bu iktidar bir siyasi darbe yapmaktadır. Şu an verilen bu karar bir siyasi darbenin yolunu döşemektir. Bugüne kadar atadıkları kayyımlar siyasi darbedir, 12 Eylül askeri cuntasıdır. Tankıyla, topuyla, postallarıyla sokağa indi şimdi ‘askeri vesayet rejiminden kurtaracağım’ diyerek iktidara gelen AKP daha beterini yapıyor. Polisiyle, akrebiyle, coplarıyla bakın yine belediyemizin etrafını sarmışlar. Kayyım atadıkları belediyeleri gece, hırsız gibi gelerek polislerini yerleştirmiştir. Bizler Wan’da asla buna izin vermeyeceğiz. Hep birlikte kendi irademiz için burada sonuna kadar kazanana kadar hep beraber Wan halkı olarak burada nöbet tutmaya devam edeceğiz. Her direnişin sonu zaferdir her kararlı duruşun sonu başarıdır. Bütün Türkiye sizi örnek alıyor. Lütfen bir saniye olsun bunu aklınızdan çıkmasın. Buradaki kayyımcı, talancı, halkın iradesine çökmeye çalışan anlayış her yerde cirit atıyor. İstanbul’da kent uzlaşısı kapsamında kazanılmış belediyelere sabah şafak operasyonu çektiler. Aralarında belediye başkan yardımcılarının ve meclis üyelerinin olduğu çok fazla insan gözaltına alındı. Cumhuriyet Başsavcısı bu gözaltının gerekçesinde kent uzlaşısını suç olarak göstermiş. Uzlaşmayı suç olarak gösteren başka bir ülke var mı? İnanın krallıkla, padişahlıkla yönetilen ülkelerde bile ‘sen neden uzlaştın’ dememiştir. Ama bu iktidar herkes birbiriyle kavga etsin istiyor. Bizlerin kent uzlaşısına tahammülleri yok. Aynı zamanda aynı cumhuriyet başsavcısı aynı dosyada ‘Türk ve Kürt kardeşliğini tesis etmek istiyorlar’ diye bir ibare geçiriyor” dedi.

‘AKP bu süreci dinamitliyor’

Tülay Hatimoğulları, AKP’nin süreci dinamitleme girişimlerine dikkat çekerek, şu sözleriyle eleştirilerini sürdürdü:
“1 Ekim’de Sayın Devlet Bahçeli Türk Kürt kardeşliğinden bahseden mesajlar vermeye başladı. İmralı ile görüşmeler oluyor ve Kürt Sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için diyalog süreci konuşuluyor. Bugün Türk ve Kürt kardeşliği üzerinden başlatılmış olan bir diyalog sürecine bu şekilde kayyımla bu şekilde belediye eşbaşkanlarımıza ceza vererek bu diyalog sürecini dinamitlemektedir. Bunu kabul etmiyoruz. Biz DEM Parti olarak Kürt halkı olarak Türkiye halkları olarak barış ve diyalog sürecinin devam etmesinden yanayız. Ama bu iktidar 14-0 kazanan belediyenin eş başkanına ceza vererek bu süreci dinamitlemektedir. Ey saraylılar şunu bilin ki kayyım atayarak cezalar vererek her sabah bir şafak operasyonuyla DEM Partilileri muhalifleri gözaltına alarak hiçbir şeyi başaramazsınız. Bizler DEM Parti olarak Kürt halkı olarak Türkiye halkları olarak bu ülkenin aydınları demokratları olarak bu ülkenin onurlu muhalefetini yürütenler olarak onurlu bir barış ve diyalogtan yanayız. Ama bizlere her sabah şafak operasyonu çekerek belediye eş başkanlarımıza cezalar yağdırarak, belediyelerimize kayyım atayarak bu diyalog sürecini dinamitlemektesiniz. Saraya buradan çağrı yapıyoruz.”

‘Herkesin gözü Van’da’

Konuşmasını tamamlayan Tülay Hatimoğulları, Türkiye’nin dört bir yanından Wan halkına duyulan dayanışmayı dile getirerek, şu ifadelerle hitap etti:
“Türkiye’nin doğusu batısı kuzeyi güneyi herkesin yüreği şuan Wan için atıyor. Herkes Wan’ın önümüzdeki süreçte neler yaşayacağını dört gözle izliyor. Abdullah Zeydan, Neslihan Başkan ve bütün seçilmişlerimiz bizlerin onurudur. Sizden en büyük ricamız belediyemizi iradesini gasp etmek isteyenlere karşı, bu meydanı, bu bahçeyi, bu çadırı terk etmeyelim. Direnerek kazanacağız, mücadele ederek kazanacağız, kararlılıkla kazanacağız, kendimize ve kentimize hizmet etmek için kazanacağız.”

Serhat News