Son yıllarda Van’da bol takılı düğünlerle birlikte en çok tartışılan konulardan birisi olan 3 gün süren taziyelerde verilen taziye yemekleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın son hutbesi ile yeniden gündem oldu. 31 Ocak 2025 Cuma tarihli son hutbesinde gündemine vatandaş için büyük bir yük haline gelen taziye yemeklerini gündemine alan Diyanet, tüm camilerde bu uygulamanın kaldırılması ve taziye sahiplerinin masrafa sokulmaması çağrısı yaptı. Hutbelerde; “Yakınını kaybetmenin üzüntü ve sıkıntısı içinde olan cenaze sahiplerinin taziye için ağır bir masrafa girmesi, misafirlere yemek hazırlaması doğru değildir. Taziye günlerinde akraba ve komşuların, ölenin yakınlarına ve misafirlere yemek ikramında bulunması sünnettir.” çağrısı yapılırken Van’da da geçtiğimiz yıllarda da sık sık tartışılan ama hala uygulaması süren yemekler yeniden gündem oldu. Birçok ilde o hutbe sonrası “Taziye yemekleri kaldırılmıştır” kararları alınırken Van’da dayanışmadan ziyade bir yük haline gelen uygulama ile ilgili sosyal medyada ve halk arasında çağrılar başladı.

 

DİYANET HUTBEYLE DUYURDU: VAN’DAN KARAR ÇIKAR MI?

Taziye yemekleri yıllardır Van’da süregelen bir gelenek olmakla beraber, bu geleneğin son yıllarda ağır bir maddi yük haline geldiği sıkça dile getiriliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu haftaki Cuma hutbesinde bu konuya değinerek, taziye sahiplerinin yemek vermesinin doğru olmadığı, bunun komşular ve akrabalar tarafından yapılmasının sünnet olduğu vurgulandı. Bu açıklama, Van’da sık sık tartışılan taziye yemekleri meselesini yeniden gündeme getirdi. Son yıllarda sık sık tartışılan ve bazı mahallelerin kararlar aldığı taziye yemekleri ile ilgili buna rağmen genel bir karar bir türlü alınmadı. Özellikle dar gelirli aileler, acıları henüz tazeyken borca girmek zorunda kalmalarına neden olan uygulama sonrası bazı illerde hemen aksiyon alındı. Van için ise sosyal medya başta olmak üzere birçok platformda bu kararı destekleyen açıklamalar ve yorumlar yapılmaya başlandı.

GEÇTİĞİMİZ YILLARDA DA ÇOK TARTIŞILMIŞTI

Taziye yemeklerinin toplumsal bir dayanışma örneği olduğunu savunanların olduğu süreçte Diyanet’in açıklamasıyla birlikte Van’da taziye yemekleri konusundaki tartışmalar arttı. Ayrıca geçtiğimiz yıllar da kentte birçok kesim bu konuyu gündemine aldı. Geçtiğimiz yıllarda Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi (SDİ) öncülüğünde 48 Sivil Toplum Örgütü ortak açıklama yaparak kentte bu geleneğin son bulması gerektiğini açıkladı. Bir açıklama yapan STK’lar; “Bütün aşiret büyüklerimiz, kanaat önderlerimiz, mahalle muhtarlarımız, iş adamlarımız, nüfuz sahibi ailelerimizden, sorumlu oldukları kitlelere taziyede yemek verme uygulamasını kaldırmaları noktasında sorumluluk almalarını bekliyor, bu uygulamanın hem onları hem de kitlelerini maddi ve manevi olarak rahatlatacağını ifade etmek istiyoruz.” Diyerek çağrı yapmıştı.

YEMEK KALDIRANLAR VAR AMA ORTAK BİR KARAR YOK

Van’da son dönemlerde düğünlerdeki fahiş takı törenleri ve benzeri durumlarla ilgili bazı mahalleler ve aileler ortak kararlar alırken taziye yemekleri konusunda da ortak uygulamalar başladı. Düğünlerde takıları bir standarda bağlayan bazı aileler taziye yemeklerinde de uygulamalar yapmaya başladı. Bazı bölgelerde 3 günlük taziyeler 2 güne düşürürken bazı yerlerde ise yemek uygulaması kaldırıldı. Özellikle pandemi döneminde iyice azalan bu uygulama pandemi sonrası yeniden devam ederken Diyanet’in çağrısına vatandaşlardan da destek gelmeye başladı.

İŞTE DİYANET’İN O HUTBESİ

Diyanet İşleri Başkanlığı ise; 31 Ocak Cuma günü Türkiye’de bir çok ilin karar almasını sağlayan hutbesinde şu sözlere yer verdi; “Muhterem Müslümanlar; Yüce dinimiz İslam’a göre insan, yaşarken olduğu gibi öldüğünde de değerlidir ve her türlü hürmete layıktır. Nasıl ki insan, doğduğunda yıkanır, kundaklara sarılır, kucaklarda taşınır, ezan, kamet ve dualarla karşılanırsa; öldüğü zaman da yıkanır, kefenlenir, el üstünde taşınır, salâlar ve dualarla uğurlanır. Çünkü ölüm, bir yok oluş değildir. Ebedi hayatın başlangıcıdır. Müslüman için ölüm, Allah’ın sonsuz lütuf ve ikramlarına ulaşacağı ilk duraktır. Cennete açılan kapıdır. Sevdikleriyle buluşacağı kutlu bir vuslattır.”

CENAZE İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ TAVSİYELER

“Aziz Müminler! Vefat eden kardeşlerimize karşı yerine getirmemiz gereken dinî ve insanî vazifelerimiz vardır. Bunların başında, mahremiyet sınırlarına dikkat ederek cenazeyi yıkamak ve kefenlemek gelmektedir. Bir diğer vazifemiz ise kardeşimizin cenaze namazını kılmak, sonra da onu huşu içerisinde ebediyet yolculuğuna uğurlamaktır. Cenaze namazı, erkekler önde kadınlar arkada olacak şekilde kılınır. Cenaze başında tartışmak, cenazeyi alkışlarla veya müzikler eşliğinde uğurlamak, namaz kılınacak alanı çelenklerle veya resimlerle donatmak dinimizde yoktur. Bir başka sorumluluğumuz ise ölen kardeşimizin günahlarının bağışlanmasını Allah’tan dilemek, ona dua etmek ve hakkında şahitlik görevimizi yerine getirmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Siz kimi hayırla anarsanız o cenneti, kimi de kötülükle anarsanız o da cehennemi hak eder. Zira sizler, yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.” buyurarak ölen bir kişi hakkında yapılan şahitliğin önemine işaret etmektedir.”

DİYANET: TAZİYE SAHİBİNİN MİSAFİRLERE YEMEK HAZIRLAMASI DOĞRU DEĞİLDİR!

“Kıymetli Müslümanlar! Vefat edenin yakınlarına taziyede bulunmak, sabır dilemek, acılarını paylaşmak, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle gönüllerini ferahlatmak İslam kardeşliğinin bir gereğidir. Bununla birlikte taziyede de dikkat etmemiz gereken hususlar vardır. İslam’a göre taziye üç günden fazla sürmemelidir. Yakınını kaybetmenin üzüntü ve sıkıntısı içinde olan cenaze sahiplerinin taziye için ağır bir masrafa girmesi, misafirlere yemek hazırlaması doğru değildir. Taziye günlerinde akraba ve komşuların, ölenin yakınlarına ve misafirlere yemek ikramında bulunması sünnettir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s), amcasının oğlu Hz. Ca’fer’in Mûte savaşında şehit olduğu haberini alınca, “Ca’fer’in ailesi için yemek hazırlayın...” buyurmuştur.”

ÖLÜM ACISININ YOK SAYILMASI DOĞRU DEĞİL

“Değerli Müminler! Maalesef, ağızların tadını kaçıran ölümü düşünemez hale geldik. Yüce dinimiz İslam’ın emrettiği cenaze adabından gün geçtikçe uzaklaşıyoruz. Kimi insanlar, apartmanında ve sokağında cenaze varken oyun ve eğlencesini devam ettirebiliyor. Kimi insanlar ise televizyonlarda ve dijital mecralarda vefat edenlerin görüntülerine reyting uğruna tekrar tekrar yer vererek acılı insanların hüzünlerini daha da derinleştiriyor. Oysaki Müslüman, çevresinde olup bitenlere duyarsız kalamaz. İnsanların ölüm acısını yok sayıp hiçbir şey olmamış gibi davranamaz. Ölenin yakınlarını üzüntüye sevk edecek söz ve davranışlarda bulunamaz. Aziz Müslümanlar! Ebedi âleme göç eden kardeşlerimizi İslam’ın emrettiği şekilde son yolculuklarına uğurlamanın gayretinde olalım. Ölülerimizi hayırla yâd edelim. Onlar adına, imkânlar ölçüsünde sadakalar verelim, hayır hasenatta bulunalım. Adlarını yaşatacak, kendilerine dua edilecek eserler yapalım. Böylelikle bizler de ahirete göçen yakınlarımızın amel defterlerinin kapanmamasına vesile olalım.”

 

Muhabir: FATMA NUR POLATCAN-ZENÜN YEŞİL/ŞEHRİVAN