Bakan Tunç'tan çarpıcı kayyum açıklaması: Başkan Meclis'ten seçilir bu geçici olarak görevden uzaklaştırma
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Diyarbakır'daki Narin Güran cinayetine ilişkin olarak yaptığı açıklamada basını 'uyararak'; "Narin kızımızı hunharca katleden canilerle ilgili olarak milletimizin hiç tereddütü olmasın. Burada yargılama sürecini etkilemeye yönelik beyanlarda bulunmadan haber sınırını aşmadan bunların verilmesinde bir sorun görmüyoruz" dedi. Tunç, belediye başkanlarının görevden alınmadığını ve yerlerine geçici olarak birinin atandığını savunarak kayyım uygulamalarıyla ilgili, "Kesinleşmiş hüküm olduğunda başkanlık düşüyorsa o zaman meclis üyeleri arasından seçilir. Bu başkanlığın düşmesi değil geçici olarak görevden uzaklaştırmadır" ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri Platformu'nca Türkiye Barolar Birliği LİTAİ Otel'de düzenlenen sempozyumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Diyarbakır'da katledilen Narin Güran cinayetine ilişkin olarak Tunç, sürece dair verdiği bilgilerin yanı sıra basını 'uyardı'. Haber 'sınırının' aşılmaması gerektiğini savunan Tunç, şöyle konuştu:
"Tespit edilen kamera görüntüleri incelendi. Bilirkişiler tayin edildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılarımız. yoğun ve titiz bir çalışma gösterdi. Özellikle HTS kayıtlarından yola çıkarak baz kayıtlarının tespiti ve sonrasında baz kayıtlarının tespitiyle ilgili çalışmalar oldu. Daraltılmış baz çalışması gerçekten çok önemli bir delil. Son duruşmada da bir ek karar alınarak teknik raporla ilgili mahkeme heyetinin tereddüt ettiği konularla ilgili de ek çalışmalar istendi. Burada devam eden bir yargılama süreci söz konusu. Suçluluk ispat edilinceye kadar şu suçlu bu suçsuz diyemeyiz. Bu cinayeti kimler işlemişse yargı hesap soracak. Bu soruşturma başladığında maalesef kamuyounda farklı değerlendirmeler de yapıldı, üstü kapatılıyor yorumları da yapıldı. Burada Narin kızımızın hakkını, hukukunu devlet korur. Dava sürecini hep beraber takip edeceğiz. Tüm kamuoyu şunu gördü; hakim ve savcılarımız maddi gerçeği aydınlatmaya yönelik çalışıyor.
"Haber sınırını aşmadan bunların verilmesinde bir sorun görmüyoruz"
Türkiye'nin her yerinde her gün duruşmalar gerçekleşiyor. Yılda 12 milyondan fazla dosyada karar veriliyor. 12 milyon kararın verildiği bir yargı sistemi içinde hatalı kararlar olabiliyor. Narin davası için söylemiyorum. Bu hatalı kararların düzetileceği yol belli. Kişilerin suçluluğu ispatlanmadan, daha soruşturma aşamasında birtakım haberler yayınlanarak masumiyet karinesi de ihlal ediliyor. Soruşturmaya yer olmadığına dair kararı da hukuk sistemimizde biz kazandırdık. Ortada bir delil yok sadece bir ihbar varsa lekelenmeme hakkı var. Özellikle soruşturma aşamamasında kişilerin lekelenmemesiyle ilgili haberlere de dikkat etmek gerekir. Bu bir anayasal hak. Yargılamalar da aleni. Genel olarak söylüyorum. Narin kızımızı hunharca katleden canilerle ilgili olarak milletimizin hiç tereddütü olmasın. Burada yargılama sürecini etkilemeye yönelik beyanlarda bulunmadan haber sınırını aşmadan bunların verilmesinde bir sorun görmüyoruz. Yargılamayı olumsuz etkileyecek yorumlardan kaçınarak mahkeme heyeti çalışıyor. Tespit edilen hususları sanıklara sorarak çelişkili durumları yakalama gayreti içerisinde. Mahkeme heyetine de teşekkür ediyorum."
Yasa dışı bahis operasyonuna Tunç'tan açıklama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yasa dışı bahise teşvik iddiasına ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında şarkıcı Serdar Ortaç ve sunucu Mehmet Ali Erbil'in de bulunduğu 20 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ın da aralarında bulunduğu 17 kişi gözaltına alınırken, şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Konuya dair sorulara ilişkin olarak Bakan Tunç ise "Bütün soruşturmaları, davaları tek tek değerlendirmemiz mümkün değil. Yasadışı bahis iddiasıyla bir soruşturma başladı. Kişiler kendilerini savunacak eğer ortada suç varsa da gereği yapılır" yanıtını verdi.
"Kayyım uygulamalarına ilişkin bazı siyasiler yanlış yorumlar yapıyor"
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu ve bazı siyasilerin kayyım uygulamalarıyla ilgili olarak 'hadsiz' yorumlar yaptığı değerlendirmesini yapan Tunç, şöyle devam etti:
"Bazı siyasilerimiz yanlış yorumlar yapıyor. Yargı süreçleri devam eden davalarla ilgili de hadsiz değerlendirmelerde bulunuyorlar. Burası bir hukuk devleti. Anayasamızda hüküm var. Burada 45. maddede yapılan düzenleme ile hakkında terör ile ilgili soruşturma açılan belediye başkanı varsa geçici olarak görevden alma yetkisi var. Hakkında soruşturma açılan veya kovuşturması devam eden, dosya kapsamıyla ilgili İçişleri Bakanlığı yetkisini kullanabilir. Belediye başkanları milletten aldığı yetkiyi millete hizmet olarak kullanmak zorunda. Bu yetkiyi alıp kötüye kullanırsanız, terör örgütlerine destek için kullanırsanız hukuk devleti Anayasa'dan kaynaklanan yetkilerini kullanır. Kimse de bu yetkiyi İçişleri Bakanlığı neden kullandı diyemez."
"YSK kesinleşmiş hüküm varsa zaten adaylığı kabul etmez"
YSK adaylığını asıl kabul etti tartışması yapılıyor. Madem bu durum vardı YSK adaylığı kabul etmeseydi deniyor. YSK kesinleşmiş hüküm varsa zaten adaylığı kabul etmez. Ancak devam eden dava varsa YSK sicile bakar. Devam eden davalarla iligili bu süreç. Kesinleşmiş hüküm olduğunda başkanlık düşüyorsa o zaman meclis üyeleri arasından seçilir. Bu başkanlığın düşmesi değil geçici olarak görevden uzaklaştırmadır. Hukuk sistemimiz için yeri olan bir uygulamadır."
Öcalan yanıtı: Terörle mücadeleye devam edeceğiz
"Şamil Tayyar, Abdullah Öcalan'ın umut hakkından yararlanmasıyla ilgili bir görüşme süreci yürütüldüğünü ve bu sürecin olumlu sonuçlandığını iddia etti. Böyle bir süreç yürütüldü mü" sorusuna, Yılmaz Tunç, şöyle yanıt verdi:
"Terörle mücadeledeki kararlılığımızdan taviz vermeden devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ve diğer siyasi liderlerimiz de bu anlamda gerçekten Türkiye'nin terörden kurtulması ile ilgili önemli açıklamalar yapıyorlar. Burada özellikle birtakım değerlendirmelerin bize sorulup burada açıklama yapmak doğru değil. Burada özellikle kişilerin cezaevlerindeki hükümlülerin yakınlarıyla nasıl görüşecekleri mevzuatımızda bizim zaten bellidir. Bu çerçevede zaten yakınlarıyla görüşmeler gerçekleşiyor."