HABER/ABDULLAH KAYA/AĞRI 

RADİKAL PRESS - Dinamitlerle yürütülen maden arama faaliyetleri nedeniyle bölgede ekolojik tahribat yaşanırken, 50 aile göç etmek zorunda kaldı. Çevreciler, madenlerin bölgedeki ekosistemi yok etme riski taşıdığı konusunda uyarılarda bulunuyor.

Yerel halk ve çevreciler, Ağrı milletvekillerinden, bölgedeki maden faaliyetlerinin bir an önce durdurulması için harekete geçmelerini istiyor. Ağrı'da yaşanan  bu çevre felaketi, sadece bölge halkının yaşamını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda ülkenin ekolojik ve ekonomik dengesini de sarsma riski taşıyor. Doğanın tahrip edilmesine karşı duyarlı adımlar atılmazsa, bölgede büyük bir çevre felaketi yaşanacak.

Murat Nehri Zehir ve Çamur İçinde

Bir zamanlar hayvanların su ihtiyacını karşılayan Murat Nehri, şimdi zehir ve çamurla dolmuş durumda. Nehirdeki su kirliliği nedeniyle bölgedeki hayvanlar su içemiyor, nehirdeki balık popülasyonu ise tükeniyor. Köylüler, siyanürle zehirlenen suların hayvanlar ve insanlar için büyük tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Maden ocaklarının yanı sıra, bölgedeki üç büyük mermer ocağının da doğaya verdiği zarar büyük. Diyadin ilçesinin Mollakara köyü çevresindeki patlatmalar, köylerdeki evlerin duvarlarında çatlaklar oluşmasına, bazı evlerin ise yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına yol açtı.

Ekosistem Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Diyadin’deki maden sahasının, Fırat Nehri’nin en büyük kolu olan Murat Nehri’nin kaynağının hemen üst kısmında yer alması, bölgenin ekolojik dengesini tehdit ediyor. Çevre Aktivisti Nuri Taşdemir, “Murat Nehri, 722 kilometre yol kat edip Fırat’a ve ardından Basra Körfezi’ne karışıyor. Maden sahası faaliyete geçtiğinde, bu su yollarındaki kirlilik hem yerel ekosistemi hem de daha geniş bir alanı olumsuz etkileyecek” diyerek tehlikenin boyutlarına dikkat çekiyor.

Taşdemir, ayrıca maden arama sürecinde kullanılan kimyasalların, siyanürden çok daha büyük bir zehir riskini beraberinde getirdiğini belirtiyor. “Bu zehirli kimyasallar, hayvanlar, insanlar ve bitkiler üzerinde kalıcı tahribatlar bırakacak. Bölge halkı, hem sağlık sorunlarıyla karşılaşacak hem de geçim kaynakları yok olacak” diyor.

Bölge Halkı Göç Etmek Zorunda Kalıyor

Van Eko-Der Eş Başkanı Dilek Akdağ, bölgede yaşanan doğa yıkımının büyük bir felakete dönüşmek üzere olduğunu belirtiyor. Akdağ, “Bölgede kurulan maden tesislerinin etkisiyle şu anda 50 aile metropol şehirlerine göç etmek zorunda kaldı. Altın arama ve mermer çıkarma faaliyetleri, 7 köyü doğrudan etkiliyor. Eğer bu faaliyetler devam ederse, çok sayıda aile göç etmek zorunda kalacak” diyerek halkın yaşadığı korkuyu dile getiriyor.

Patlatılan dinamitlerin, evlerin yapısal bütünlüğünü bozduğunu ve köylülerin evlerini terk etme noktasına geldiğini söyleyen Akdağ, “Mollakara köyünde, evlerin duvarlarında çatlaklar oluştu. Hayvanlar su içemiyor, köylüler kapılarını ve pencerelerini dahi açamıyor. Bu yıkım karşısında, bölgedeki tüm köylüler tepkili. Şimdi hep birlikte bir ekoloji platformu kuruyoruz ve ortak eylemler planlıyoruz” diye ekliyor.

Acil Önlem Çağrısı

Akdağ, “Bütün köyler bu durumu protesto ediyor. Artık bu duruma bir çözüm bulunmalı, aksi takdirde bölgede büyük bir göç ve çevresel felaket yaşanacak” şeklinde konuşarak, bu felaketin önüne geçmek için derhal adım atılması gerektiğini vurguluyor. (YURT HABERLER SERVİSİ)