Van’da uzun süre Sivil toplum Örgütü çalışmalarında yer alan Adil Kotay, bu kez “Çelişkilerin Ardındaki Gerçek” isimli romanı ile okuyucuların karşısına çıktı.
Muş’un kırsal bir köyünde doğan yetim bir Kürt bireyin, batı illerinde kimliğinden dolayı yaşadığı sorunlar ve çelişkilerin yanı sıra, cezaevi ile devam eden Kürt bireyin, daha sonra bir Türk kıza aşık olması ile devam eden bir hikaye… Biri Kürt, diğeri Türk olan iki bireyin birbirlerine olan aşkı, tarihe ışık tutacak bir roman niteliğinde.
Adil Kotay tarafından kaleme alınan “Çelişkilerin Ardındaki Gerçek” isimli roman Sitav Yayın Evi’nden çıktı. Kürtlerin son 30 yılının kısa bir özeti olan romanda Kürtlerin kendi kimliği ile batı illerinde yaşadığı zorluklar, sonrasında yaratılan kutuplaşma ve düşmanlaşmanın da bir özeti özeti niteliğindedir Kotay’ın kaleme aldığı roman.
Uzun zamandır kabuğuna çekildikten sonra tarihi bir romanla karşımıza çıkan Adil Kotay ile Sitav Yayın Evi’nde buluştuk. Kitabın büyük bir emekle ve 30 yılın birimi olarak ortaya çıktığını söyleyen Kotay, her Kürt bireyin romanda kendisini bulacağını söylüyor. Kitabın her sayfasında büyük bir emek olduğunu da dile getiren Kotay, Batı illerinde nasıl tutunamadıklarını ve bölgeye tekrar geri dönüşlerini ise Kürt ve Türk halkı arasında oluşturulan kutuplaşmaya bağlıyor.

Van’a dönüş

7 yaşında babasını kaybettiğini de dile getiren Kotay şu şekilde konuştu:
“Ben bu hikayeye başlarken, çocukluğumdan başladım. 7 yaşında babamı kaybettim. Böyle bir ortamda yaşamak çok zordu. Zaten o zamanlar köylerimiz, evlerimiz başımıza yıktırıldı. Böyle bir ortamda batıya göç ederek Türkiye metropollerinde yaşamaya başladım. Orada da Kürt kimliğinden kaynaklı cezaevi süreciyle tanıştım. Cezaevleri sürecinden sonra tekrar memlekete dönme kararı aldık. Fakat Van’a yerleşme kararı aldık. Van’a döndükten sonra sivil toplum örgütlerinde çalışmaya başladım.”

‘Yaşadıklarım bir roman özeliği taşıyordu’

Van’da çalışma yürüttüğü süreçte tekrar cezaevine girdiğini de dile getiren Kotay, “Bu romanda geçenlerin tamamı gerçektir. İsimler dahil gerçek isimlerden alınmıştır. Aslında her Kürdün yaşamı bir roman özeliği taşımaktadır. Bu kitabı okuyan başta kendisini görecek. Coğrafyasını, yaşam tarzlarını görecek. Mafyayı görecek caniliği görecek. Bundan dolayı herkesin bu kitabı okumasını öneririm. Bence bu gerçeklerden derlenmiş tarihi bir romandır. Zaten sivil toplum örgütlerinden ayrılmamın nedeni de çalışmalardan kopmak değildi. Daha güçlü bir şekilde katılmaktı. Bunu da bu eseri çıkarmakla yaptığıma inanıyorum” dedi.

Serhat News